İran’da Amerika ve İsrail tarafından körüklenen ve alışık olmadığımız bir şekilde İran’ın farklı şehirlerinde eş zamanlı olarak yaşanan protestolara yakın zamanda şahit olduk. İran’da yaşanan söz konusu gösteriler, kendiliğinden gelişmiş yerel ölçekli gösteriler olmakla birlikte şaşırtıcı bir şekilde belli bir düzeyde koordinasyon içinde gerçekleşti. Ve bu da yaşanan gösterilere ilişkin şüpheleri artırmakta.İran’da yaklaşık bir hafta süren gösterilere baktığımızda net bir şekilde söyleyebiliriz ki rejim karşıtları ekonomi protestolarını organize bir şekilde çalmıştır! İran’da 28 Aralık tarihinde Meşhet kentinde başlayan gösteriler, Ruhani hükumetinin ekonomi politikalarını protesto eden kitlenin hızlı bir şekilde İsfehan, Kum ve Tahran gibi büyük kentlere yayılarak rejim karşıtı gösterilere dönüşmesine neden oldu.Uluslararası pazarda satın alınan ve etkili bir şekilde kullanılan İran’daki her bir çalkantı ve olay 2009 yılında olduğu gibi bu kez de dünya genelinde ses getiren ve
Yönetmenliğini Can Ulkay'ın yaptığı Ayla filmi, 1950'lerde Kore Savaşı'na katılan Türk askerlerinden Astsubay Süleyman Dilbirliği’nin hikayesini anlatıyor. Bu hikaye her ne kadar Kore savaşındaki Amerikan vahşetini küçük bir çocuğun mazlumiyeti ile unutturmaya çalışsa da bizlere düşen pay hikayenin kamera arkasını görmeye çalışmak. Filmin hikayesinden kısaca bahsetmek gerekir ise Astsubay Dilbirliği, savaşta ailesini kaybetmiş küçük bir kız çocuğunu sahiplenerek ismini Ayla koyuyor. Bundan sonra gelen filmin ana konusunda ise Koreli küçük Ayla ile kurulan duygusal bağa işaret edilmekte. Elbette Ayla ile Astsubay Dilbirliği arasındaki bu bağ Türk ordusunun Kore’de gösterdiği kahramanlıklar üzerinde de sahnelenmekte. Film Amerika için tam bir oscarlık ve iyi bir propaganda malzemesi! Küçük bir çocuğun mazlumiyeti ve bir Türk askerinin merhameti üzerinden unutturulmaya çalışılan Kore katliamı ve vahşeti… Unutturulan sadece Amerikan emperyalizminin Kore’deki katli